Tülintepe, Keban Baraj gölü tarafından sular altında kalmadan önce Elazığ ilinin yaklaşık 20 kilometre doğusunda bulunmaktaydı. Baraj sularının yükselmesiyle başlatılan kurtama kazılarında Tülintepe‘de ilk yerleşimin M.Ö. 5000 yıllarında olduğu keşfedilmiştir. Bu tarihte başlayan yerleşim Osmanlı dönemine kadar devam etmiştir.
Tülintepe yaklaşık olarak 200 x 250 metre çapında ve bulunduğu ovadan 20 metre yükselmiş bir höyüktür. Tulintepe’de bulunan yapı kalıntıları, iki ya da daha çok odalı dikdötgen planlı birimlerden meydana gelir.Duvarlar kerpıçten yapılmıştır. Taş temeller yoktur. Alttaki tabakalarda yapıların yönleri üsttekilerden farklıdır. Evler arasında bırakılmış büyük boşluklar ve içlerinde büyük fırın ve ocaklar bulunan geniş avlular çoğunlukla mahalleleri birbirinden ayırır. Evlerin içindeki odalar arasına yerleştirilmiş büyük fırınlar pişirmenin yanında, bunların ısınma aracı olarak kullanılmış olabileceğini çağrıştırmaktadır.
Höyükte keşfedilen seramikler Obeid çanak çömleği kültürüdür. İlk Kalkolitik dönem çanak çömleği ise genellikle koyu yüzlü açkılı ve kırmızı hamurlu ve koyu renk astarlıdır.
Tulintepe’de yaşayanların çiftçilik yaptıkları, çoğunlukla geçimlerini tarımla sürdürdükleri ele geçen bitki ve hayvan kalaıntılarından, öğütme taşlarından anlaşılmaktadır. Ele geçen av hayvanları kalıntıları ve sapan taşları onların avcılıkla uğraştıklarının göstergesidir. Ayrıca Tülintepe’de pişmiş topraktan idoller, taştan balta, keser, keski, hayvan elleri, ezgi aletleri, öğütme taşları, boynuz ve kemik aletler, çanak çömleğin yanında ilk kalkolitiğin diğer kalıntıları oluşturur.