Şanlıurfa’nın 15 Kilometre güneydoğusunda bulunan Göbeklitepe‘nin tarihi M.Ö. 11000 yılına kadar dayanır. Etrafında herhangi bir yerleşim olmayan Göbeklitepe, ibadet yeridir.
Göbeklitepe, şu ana kadar keşfedilen tarihinin en eski insan eli ile inşaa edilmiş tapınağı olarak kabul edilir. Doğal bir tepenin üzerinde yer alan tapınağın çevresi düz çizgiler halinde dizilmiş taşlarla sınırlandırılmıştır. Tapınağın içinde T biçimli sutünlarda bir çok figür yer alamaktadır. Bu sutünlarda yer alan aslan figürleri, Anadolu’da tarihin ilk dönemlerinde aslanların bölgede yaşadığını belgelemektedir. Sutünlarda insan figüründen çok hayvan figürleri vardır. Bazı sutünların boyları 3 metreye ulaşmaktadır. Tapınakta yer alan çizimler çok basittir. Dini bir merkez olan Göbeklitepe‘de, dikdörtgen şekilde iki büyük tapınak mevcuttur. Tapınakların yanında yer alan çukurlara, büyük bir olasılıkla ibadet etmeye gelenler içlerine adaklarını bırakıyorlardı. 1964’te keşfedilen Göbeklitepe, yerleşik hayata henüz geçmemiş avcı – toplayıcı insan topluluklarının bir araya getiren tarihin ilk dini yapısıdır.
Göbekli Tepe, yirmi yıllık arkeolojik araştırmadan sonra bile, eşsiz bir tarih öncesi alan olarak sağladığı yeni bilgilerle hayranlık uyandırmaya devam etmektedir ve haklı olarak son yıllarda keşfedilmiş en önemli arkeolojik keşiflerden biri olarak kabul edilmektedir. Neolitik geçişin, başka bir ilerleyen dönemlerde bugünkü yaşam biçimimize yol açacak olan tarımcı toplulukların ortaya çıkışının daha iyi kavranmasındaki üstün değeri hala emsalsizdir. Göbekli Tepe gelecek kuşaklardaki prehistoryenler ve arkeologlar için oldukça önemli kalmaya devam edecektir.